Home   Revelation   Muhammad   Islam   Government   Trinity   Gospel   Scripture   Urdu   Audio   Resources   Arabic   Farsi   Русский   German   Chinese
  News   Terrorism   الحيـاة الأفضـل   Qur'an   الطريق إلى الجنة   Jesus   Books   Sacrifice    

Hadith

 

Search

  عربى   فارسى   Türkçe   Español  

Maps

 

Doğruluk Yolu (The Way of Righteousness)

Ders 63

Kutsal Oğul

The Holy Son

Luka 2; Matta 3, 4

Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.

Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ise sonsuz bir esenliğe sahip olmasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bugün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.

Son dersimizde kutsal Müjde (İncil) kitabının çalışmasını yaparken, Mesih’in doğumu ile ilgili heyecanlı öyküyü dinledik. Şimdiye kadar hiç kimse Mesih’in doğduğu şekilde doğmamıştı. O, Tanrı’nın gücü ile Beytlehem kentinde aynen daha önceden bildirildiği gibi bir bakireden doğdu. İsa’nın doğduğu gece Tanrı, geceyi Beytlehem çevresindeki tarlalarda geçiren bazı çobanlara ışık içinde parlayan bir melekler topluluğu gönderdi. Meleklerden biri çobanlara şöyle dedi: “Size bütün halkı çok sevindirecek bir haber müjdeliyorum: Bugün size Beytlehem kentinde bir Kurtarıcı doğdu. Bu, Rab olan Mesih’tir.”  (Luka 2:10, 11)

Bugün, İsa’nın nasıl bir çocuk olduğunu ve bir yetişkin haline nasıl geldiğini incelemeyi planlıyoruz. Müjde kitabı bize, İsa’nın doğumundan sonra Yusuf ve Meryem’in dört oğlu ve bazı kızları olduğunu bildirir. Çocuk İsa Filistin’in kuzeyindeki Nasıra kentinde kendisinden küçük kardeşleri ile kalabalık bir evde büyüdü. Bildiğiniz gibi, İsa’nın babası Yusuf değildi, ama insanların gözünde İsa, Yusuf’un oğluydu. Yusuf bir marangoz olduğu için aynı zamanda İsa da evde yaşadığı yıllarda bir marangoz olarak çalıştı. Ve bu şekilde İsa ağır iş yapmaya alıştı. Kutsal Yazılar bu konuda şunu yazarlar: “İsa bilgelikte ve boyda gelişiyor, Tanrı’nın ve insanların beğenisini kazanıyordu.” (Luka 2:52)

Diğer tüm çocukların yaptıkları gibi İsa da yemek yedi, uyudu ve ders çalıştı. Ancak her şeye rağmen yine de O’nu diğer çocuklardan farklı kılan bir şey vardı. Bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Farklı yanı şuydu: İsa hiç bir zaman günah işlemedi! Ağzından adil olmayan tek bir söz bile çıkmadı. (1.Petrus 2:22) O birine, asla, ‘Hatamı bağışla!’ demedi. (Wolof dilinde özür dilemek için kullanılan klişe formül), çünkü O asla hiç kimseyi üzecek bir yanlış yapmadı. Günah işleyemezdi, çünkü O’nda günah kökü yoktu. O, kutsal bir doğaya (karaktere) sahipti. O’nda hiç bir kötülük bulunmuyordu. O, yalnızca Tanrı’yı hoşnut eden şeyler yaptı. Bizim gibi fiziksel bir bedene sahipti, ama bizim sahip olduğumuz kötü doğaya sahip değildi. Kutsal Yazıların bu konu ile ilgili söyledikleri şöyledir: “Baş kahinimiz (aracı, ruhsal önder) zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan biri değildir; tersine her alanda bizim gibi denenmiş, ama günah işlememiştir.” (İbraniler 4:15)

İsa, otuz yaşına geldiği zaman, dünyanın Kurtarıcısı olarak çalışmaya(görev, hizmet) başlama zamanı geldi. Bir gün ailesi ile vedalaştı ve Nasıra kentinden ayrıldı ve peygamber Yahya’nın vaaz verdiği ve vaftiz ettiği yer olan Şeria Irmağı’na doğru yola çıktı.

Yahya’yı hatırlıyor musunuz? Yahya, İsa’dan altı ay önce doğmuştu. Yahya, Tanrı’nın, insanların Tanrı’nın gönderdiği Mesih’i karşılayabilmeleri ve günahlarından tövbe etmeleri amacı ile yüreklerini hazırlayabilmeleri için gönderdiği peygamberdi. Müjde’de peygamber Yahya ile ilgili yazılı olanlara ve Yahya’nın, Mesih’in yolunu nasıl hazırladığına kulak verelim.

Matta Müjdesi’nin üçüncü bölümünde Kutsal Yazılar şöyle diyor:

(Matta 3) 1-2 O günlerde Vaftizci Yahya, Yahudiye Çölü’nde ortaya çıktı. Şu çağrıyı yapıyordu: ‘Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaşmıştır.’ 3 Nitekim Peygamber Yeşaya aracılığı ile sözü edilen kişi Yahya’dır. Yeşaya şöyle demişti: “Çölde haykıran, ‘Rabbin yolunu hazırlayın, geçeceği patikaları düzleyin’ diye sesleniyor.” 4 Yahya’nın deve tüyünden giysisi, belinde deri kuşağı vardı. Yediği, çekirge ve yaban balıydı. 5 Yeruşalim, bütün Yahudiye ve Şeria yöresinin halk���� ona geliyor, günahlarını itiraf ediyor, onun tarafından Şeria Irmağı’nda vaftiz ediliyordu.

Şimdi burada biraz ara verelim ve ne okuduğumuz hakkında düşünelim. Yahya’nın mesajını duydunuz mu? Kısaca ifade edecek olursak, Yahya şunu vaaz etti: “Günahlarınızdan tövbe edin! Kötü işlerinizden vazgeçin! Ve gökyüzünden size gelmiş olan kutsal Mesih ile karşılaşmaya hazırlanın.!” Günahlarını Tanrı’nın önünde itiraf eden kişiler, ırmakta, Yahya tarafından vaftiz edildiler. Peygamber Yahya’nın, Vaftizci Yahya olarak tanınmasının nedeni budur. İnsanlar, suda vaftiz olarak günahlarından yıkanamazlar. Su vaftizi, yalnızca onların günahlarından tövbe ettiklerini ve Mesih’i Kurtarıcıları olarak kabul etmeye hazır olduklarını gösteren bir belirtidir (işaret, gösteri).

Kendilerini vaftiz etmesi için Yahya’nın çağrısına karşılık veren kişiler, çok ünlü iki Yahudi mezhebine – Sadukiler ve Ferisiler – mensuptular. Sadukiler en zengin ve varlıklı Yahudilerdi ve Roma yönetimi üzerinde nüfuza sahiplerdi. Ama peygamberlerin Yazılarına, yüreklerinde hiç önem vermiyorlardı. Ferisiler ise, dua etme, oruç tutma, sadaka ve ondalık verme konusunda çok gayret gösteren din bilginleriydiler. Ancak bu şekilde tapınmaları yetersiz ve değersizdi, çünkü Tanrı katında kendi çabalarına güvenerek doğru olmaya çalışıyorlardı. Ferisiler, aynı zamanda gerçek Tanrı Sözü ile kendi geleneklerini bir araya getirerek karıştırıyorlardı. Bunun sonucu olarak Tanrı’ya olan tapınmaları kendi gruplarına ait olmayan kileri aşağılayan bir gösteriden başka bir şey değildi. Özetleyecek olursak, Ferisiler ve Sadukiler, Tanrı’yı dudakları ile onurlandırıyorlardı, ama yürekleri O’ndan uzaktı.

Şimdi Müjde’yi okumaya devam edelim ve Yahya’nın bu din bilginlerini ikiyüzlü oldukları için nasıl azarladığını dinleyelim. Kutsal Yazılar şöyle diyor:

(Matta 3) 7Ne var ki, bir çok Ferisi ile Saduki’nin vaftiz olmak için kendisine geldiklerini gören Yahya onlara şöyle seslendi: “Ey engerekler soyu! Gelecek olan gazaptan kaçmak için sizi kim uyardı? 8Bundan böyle tövbeye yaraşır meyveler verin. 9Kendi kendinize, ‘Biz İbrahim’in soyundanız’ diye düşünmeyin. Ben size şunu söyleyeyim: Tanrı, İbrahim’e şu taşlardan da çocuk yaratabilir. 10Balta ağaçların köküne dayanmış bile. İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. 11Gerçi ben sizi tövbe için su ile vaftiz ediyorum, ama benden sonra gelen benden daha güçlüdür. Ben O’nun çarıklarını çıkarmaya bile layık değilim. O sizi Kutsal Ruh ve ateş ile vaftiz edecek. 12Yabası elindedir. Harman yerini  temizleyecek, buğdayını toplayıp ambara yığacak, samanı ise sönmeyen ateşte yakacak.’

13Bu sırada İsa, Yahya tarafından vaftiz edilmek üzere Celile’den Şeria Irmağı’na, Yahya’nın yanına geldi. 14Ne var ki Yahya, ‘Benim senin tarafından vaftiz edilmem gerekirken sen mi bana geliyorsun?’ diyerek O’na engel olmaya çalıştı. 15İsa ona şu karşılığı verdi: ‘Şimdilik buna razı ol! Çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir.’ (O zaman Yahya O’nun dediğine razı oldu.)

Böylece Yahya Rab İsa’yı Şeria Irmağı’nda vaftiz etti. Bazılarınızın aklına belki şöyle bir soru gelebilir: “Günahsız olan İsa Yahya’dan neden O’nu vaftiz etmesini istedi?” Rab İsa’nın hiçbir konuda tövbe etmesinin gerekmediği gerçektir, çünkü hiç bir zaman günah işlemedi. O zaman İsa neden günahkarları vaftiz etmekte olan Yahya’nın O’nu da vaftiz etmesi için Yahya’nın yanına geldi? İsa, bu konuda ne söyledi? İsa Yahya’ya şöyle dedi: “Şimdilik buna razı ol! Çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir.” İsa vaftiz olarak, önümüze izlememiz için yalnızca bir örnek koymak ile kalmadı, ama aynı zamanda bizlerden biri olarak yaşamak ve bizim yerimize ölmek için gelmiş olduğunu da gösterdi.

Bölümün sonunda Kutsal Yazılar şöyle der:

(Matta 3) 16İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve İsa Tanrı’nın Ruhu’nun güvercin gibi inip üzerine konduğunu gördü. 17Göklerden gelen bir ses, ‘Sevgili Oğlum budur, O’ndan hoşnudum’ dedi.

Dostlar, göklerden yankılanan ses kime aitti? Bu ses, Rab Tanrı’nın sesiydi. Tanrı ne dedi? Tanrı İsa hakkında şunları söyledi: “Sevgili Oğlum budur, O’ndan hoşnudum!” Daha önce Kutsal Yazılarda peygamber Davut’un ve melek Cebrail’in Mesih’i “Tanrı’nın Oğlu” olarak adlandırdıklarını gördük. Şimdi Tanrı’nın kendisinin İsa’yı: “hoşnut olduğum sevgili Oğlum” olarak çağırdığını okuyoruz. Tanrı İsa’yı neden Oğlum diye adlandırdı? Daha önce görmüş olduğumuz gibi, İsa Tanrı’nın Oğlu olarak adlandırılır, çünkü O doğrudan gökyüzünden geldi. İsa’nın yersel bir babası yoktu. Tanrı, Sonsuz Sözü’nü bir bakirenin rahmine yerleştirdi. Burada İsa’nın Tanrı Oğlu olarak adlandırılması için başka bir neden daha görüyoruz. Tanrı, O’nu diğer insanlardan fraklı bir yere koymak için Oğlu olarak adlandırdı.

İsa’nın Adem oğullarından farkı nedir? Adem soyundan gelen herkes, günah tarafından lekelenmiş bir doğaya sahiptir, ama İsa’nın doğasında günah lekesi yoktu. O tek bir günah bile işlemedi, çünkü Tanrı’nın Kutsal Ruhu’ndan geldi. Mesih bizimkine benzeyen fiziksel bir beden aldı, ama günahlı doğamızı almadı. O, kutsal ve mükemmel bir doğaya sahipti. Bu nedenle kutsal olan Tanrı, aynı bir babanın itaatkar ve sadık oğlundan hoşnut olduğu gibi, O’ndan hoşnut olabilirdi. Bir oğlun babasının gölgesi olduğu söylenir. Oğlu gören biri onun babasının nasıl olduğunu anlar. Benzer şekilde İsa’yı tanıyan herkes, Tanrı’nın nasıl olduğunu bilir, çünkü İsa Tanrı’nın doğasını göstermek için Tanrı’dan gelen biridir. Tanrı’yı şimdiye kadar hiç kimse görmemiştir, ama Mesih O’nu bize tanıttı! İsa, kutsal bir doğaya sahip olan tek bir insandı, çünkü yalnızca O, Tanrı’nın Kutsal Ruhu’ndan geliyordu! Tanrı, bu yüzden gökyüzünden seslenerek şu sözleri söylemekten utanmadı: “Sevgili Oğlum budur; O’ndan hoşnudum!

Bugünkü programımızın geri kalan zamanında, Yahya İsa’yı vaftiz ettikten sonra neler olduğunu görmek için dördüncü bölümü okumaya başlayacağız. Kutsal Yazılar şöyle der:

(Matta 4) 1Bundan sonra İsa, İblis tarafından denenmek üzere ruh aracılığı ile çöle götürüldü. 2İsa kırk gün kırk gece oruç tuttuktan sonra acıktı. 3O zaman Ayartıcı yaklaşıp, “Eğer Tanrı’nın Oğlu’ysan, söyle, şu taşlar ekmek olsun’ dedi. 4İsa ona şu karşılığı verdi: ‘İnsan yalnız ekmek ile yaşamaz, ama Tanrı’nın ağzından çıkan her bir söz ile yaşar’ diye yazılmıştır.5-6Sonra İblis O’nu kutsal kente götürdü. Tapınağın tepesine çıkarıp, “Eğer Tanrı’nın Oğlu’ysan , kendini aşağı at!’ dedi. ‘Çünkü şöyle yazılmıştır: ‘Tanrı senin için meleklerine buyruk verecek.’ ‘Ayağın bir taşa çarpmasın diye seni elleri üzerinde taşıyacaklar.’ 7İsa, İblis’e şu karşılığı verdi: ‘Tanrın Rabbi denemeyeceksin’ diye de yazılmıştır. 8İblis bu kez İsa’yı çok yüksek bir dağa çıkardı. O’na bütün görkemi ile dünya ülkelerini göstererek, 9‘Yere kapanıp bana taparsan, bütün bunları sana vereceğim’ dedi. 10İsa ona şöyle karşılık verdi: ‘Çekil git, Şeytan! ‘Tanrın Rabbe tapacak, yalnız O’na kulluk edeceksin’ diye yazılmıştır. 11Bunun üzerine İblis İsa’yı bırakıp gitti. Melekler gelip İsa’ya hizmet ettiler.

Şeytan, üç kez İsa’yı ona itaat etmesi ve günah işlemesi için ayartmayı denedi. Her üç seferinde de İsa ona Tanrı Sözü’nden aktarmalar ile karşılık verdi. Şeytan Adem ve Havva’yı Aden Bahçesi’nde günah işlemeleri için nasıl ayarttıysa, aynı şekilde Rab İsa’yı da çölde ayarttı. Ama İsa günah işlemedi.

İblis, İsa’yı neden ayarttı? Çünkü İsa’nın Adem oğullarını kendi egemenliğinden kurtarmak için gökyüzünden yeryüzüne gelmiş olan kutsal Kurtarıcı olduğunu biliyordu. Şeytan aynı zamanda şunu da biliyordu: Eğer İsa tek bir günah işlerse, Adem oğullarını günahın egemenliğinden kurtaramazdı. Şeytan işte bu yüzden İsa’yı rahatsız etti ve O’nu aldatmaya çalıştı. Ama İsa Şeytan’ın tuzağına düşmedi.

Evet, Şeytan atalarımız Adem ve Havva’yı yendi ve lekelenmelerine neden oldu, ama Tanrı’nın kutsal Oğlu’nu yenemedi. Rab İsa günah işleyemezdi, çünkü Tanrı günah işleyemezdi. Baba nasılsa, Oğul da öyledir. İsa, insan bedenindeki yaşayan ve güçlü Tanrı Sözü’ydü. Tanrı O’nu dünyaya Adem’in çocuklarını Şeytan’ın gücünden ve günahın cezasından kurtarması için gönderdi. Bu nedenle Kutsal Yazılar Mesih’ten şöyle söz ederler:

“Böyle bir baş kahinimiz –kutsal, suçsuz, lekesiz, günahkarlardan ayrılmış, göklerden daha yücelere çıkarılmış bir baş kahinimiz – olması uygundur. O, öbür baş kahinler gibi, her gün önce kendi günahları, sonra da halkın günahları için kurbanlar sunmak zorunda değildir. Çünkü kendini sunmakla bunu ilk ve son kez yaptı.”  (İbraniler 7:26, 27)

Dostlar, bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz. Bir sonraki dersimizde İsa’yı izlemek amacı ile peygamber Yahya’dan ayrılan öğrencilerin neden böyle yaptıklarını öğrenmek için bizler ile tekrar buluşmanızı bekliyoruz.

Tanrı, bugün okuduğumuz konular ile ilgili size anlayış versin. Programımıza son verirken sizleri Kutsal Yazılardaki şu ayetle baş başa bırakıyoruz:

“Mesih’in günahları kaldırmak için ortaya çıktığını ve kendisinde günah olmadığını bilirsiniz.”  (1. Yuhanna 3:5)

Yukarı (Top)